Londa’da yer alan ünlü ağır ceza mahkemesi Old Bailey hala 500 yıllık eski ve çok büyük bir binasında hala adalet dağıtmaya devam ediyor. Adına ve tarihine yaraşır şekilde tarihsel öğelerle dolu çarpıcı bir mimarisi var ve binanın hemen tepesinde elinde kılıç tutan altın renkli adalet tanrıçasının heykeli var.
İstanbul’daki Çağlayan’daki veya Kartal’daki devasa adliyelerimiz gibi hiçbir mimari veya tarihsel özellik taşımayan AVM benzeri bir ucube değil.
Old Bailey’deki tüm duruşmalar vatandaşlara açık ancak duruşmanın tarafı olmayan ve sadece duruşma izlemek için gelen vatandaşlar için ayrı bir giriş noktası var bu noktada çok sıkı bir güvenlik araması yapılıyor ve hiçbir şekilde içeriye fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı, kamera veya cep telefonu sokulmuyor.
Yargıç ve avukatların giydiği siyah cüppeler birbirine son derece benziyor ve ayrıca hem yargıcın hem de avukatların kafasında beyaz peruk bulunuyor. Bu peruk aynen cübbe gibi simgesel bir işlev görüyor.
Güvenlik aramasından geçtikten sonra yukarı çıktığınızda duruşma salonlarının bulunduğu her koridorda ayrı bir görevlinin daha olduğunu ve sizi yönlendirdiğini görüyorsunuz. Görevlilere duruşma izlemek için geldiğimi söylediğimde beni sessiz olmak konusunda uyardıktan sonra izleyicilerin bulunduğu balkonun kapısını açarak içeri aldı. Balkon dedim zira gerçekten tiyatro salonlarındaki balkonlar gibi duruşmayı yukarı noktada bulunan bir balkondan aşağı bakarak izliyorsunuz. Bizdeki duruşma salonlarındaki gibi en arkada değil, duruşmadaki her ayrıntıyı rahatça görebilmeniz için tepeden bakarak duruşmayı izliyorsunuz. Seyircilerin duruşma izlediği bu balkonlar adliyenin inşa edildiği ilk zamanlarda dahi varmış ve yüzyıllardır vatandaşlar duruşmaları bu şekilde yukarı bir noktadan kuş bakışı izliyor.
Duruşma salonunda dikkat çeken ilk noktalardan biri duruşma salonunun farklı yapısı. Yargıç kürsüsünün hemen sağında tanık kürsüsü ve solunda ise 6 kadın ve 6 erkekten oluşan jüri heyeti bulunuyor. Eskiden 12 juri üyesinin tamamı erkeklerden oluşurken daha sonra kadın-erkek eşitliği getirilmiş. Avukatların bulunduğu kürsü ise tam ortada hemen yargıç kürsüsünün önünde bulunuyor.
Avukatlar hakime “lord” şeklinde hitap ediyor ve konuşurken mutlaka ayağa kalkıyorlar. Ancak hakim de sadece avukatlara değil herkese karşı son derece yumuşak bir sesi tonu ve kibar bir dil kullanarak konuşuyor.
Dava dosyası olarak büyük ebatlarda kuşe kağıda basılmış içerisinde olay yeri fotoğrafları, haritalar, raporlar ve bir takım diğer bilgilerin bulunduğu adeta dergiye veya kitaba benzeyen basılı bir evrak kullanıyorlar. Bu dosya yargıcın, avukatların, jüri üyelerinin ve tanığın önünde bulunuyor. Avukatlar ise savunma yaparken ve tanığa sor sorarken özellikle dosyadaki belirli bir sayfanın açılmasını talep ediyor ve duruşmada herkes o sayfayı açtığında avukat o sayfada bulunan bir takım bilgilere atıflar yaparak ya savunma ya da çapraz sorgu yapıyor.
Avukatlar kimse müdahale etmeden çok uzun bir süre boyunca örneğin yarım saat boyunca aralıksız konuşuyor ancak kimse konuşmasını bitirmesi yönünde bir uyarıda bulunmuyor. Avukatlar ayrıca tanıklarını da kendileri çağırıyor. Avukat tanığın ismini söyledikten kadın mübaşir sessizce dışarı çıkıp tanığı içeri alıyor. Hakim, tanıkla fazla muhatap olmuyor ve neredeyse hiç soru sormuyor hiçbir yönlendirmede bulunmuyor. Tüm soruları avukatlar çapraz sorgu şekilinde sırayla tanığa yönlendiriyor ve soruları bittiğinde avukatlar teşekkür ederek yerine oturuyor. Ardından yargıç tanığa “geldiğiniz için teşekkür ederim” dedikten sonra tanık salondan çıkıyor. Yargıcın tanığa teşekkür etmesine böylşe bir uygulamaya alışık olmadığım için önce şaşırdım. Sonra düşündüm ve gerçekten tanık işinden gücünden zaman ayırıp zahmet ederek duruşma salonuna kadar geliyor ve bildiklerini anlatarak yargıcın ve de jürinin dava konusu olayı anlamasına ve çözümlemesine yardımcı oluyor. Bundan dolayı da bence gerçekten teşekkürü hak ediyor.
Yargıç duruşmada salonunda olan biten herşeyi çok fazla konuşmadan ve yönlendirmede bulunmadan pasif bir şekilde ama dikkatlice izliyor ve dinliyor. Duruşmayı yargıçtan fazla avukatlar yönlendiriyor desek pek yanlış olmaz. Zira avukatlar çok daha aktif bir rol üstlenip hangi tanığın ne zaman dinleneceğine ve tanığa hangi sorular sorulacağına kendileri karar veriyor yargıç ise sadece olan biteni izlemek ve dinlemekle yetiniyor.